emir: " onca kız vardı
orda, sarışını, esmeri, uzun boylusu, uzun bacaklısı, uzun saçlısı,
pürüzsüz tenlisi, pürüzsüz dudaklısı... ama ben gidip kumral birine aşık
oldum o koca salonda... üstelik çok da pürüzsüz bir kalbi vardı...
henüz yara almamış, ve kırılmamış... "
feriha: "
masallarda sanırdım böyle erkekler... ordakinden bahsediyorum. gecenin
en dikkat çeken erkeğinden. evet, doğru bildiniz. o emir. esmer, uzun
boylu, yakışıklı. evet, yine doğru. beni güzel bulabilir. ama yanıldınız
bu sefer, onunla konuşmamalıyım. ona bağlanmayacağım. çünkü o bir veliaht!! "
koray:
" herkes çok cadı biliyor onu. biliyorum. kazanmak için, gerçekten
kazanmak için insanlara yaptığı şeyler yenilir yutulur cinsten değil.
bunu da biliyorum. bildiğim bir şey daha var ki; derinlerinde iyi biri
var. ve aşık olunca, gerçekten aşık olunca, ortaya çıkacak... "
hande:
" hırs, benim için herşeydi. hayattı. yaşama sebebimdi. belki de bu
yüzden bu kadar diktim bunca zaman. dik mi? kimi kandırıyordum ki? dış
görünüş aldatırdı! ta ki o gece, onu görene kadar "
∞
aysun: emirin annesi.
ünal: emirin babası.
cansu: emirin kız kardeşi.
sanem: ferihanın annesi.
haldun: ferihanın babası.
nehir: handenin kız kardeşi (ikiz).
levent: hande ve nehirin abisi.
∞
feriha__
görkemli,
kocaman bir ev, lüks ve pahalı arabalar, şık, gösterişli kıyafetler, ve
tanınmış olmak. harika görünüyor hayatım değil mi? evet öyle görünüyor
ordan bakınca. ama biraz yaklaşınca, ve en önemlisi benim yerime koyunca
kendinizi, "sıradan bir hayat daha iyi olurdu" diyeceksiniz, eminim.
çünkü bir de perde arkası var bu işin...
öncelikle
ailem... para basar gibi harcayan, ve botoks gibi saçma yöntemlerle
genç kalmak isteyen bir annem, tek derdi sosyeteye adımızı temiz, kalın
ve altın harflerle yazdırmak olan bir babam var. ve bu iki insanı çok
sevmeme rağmen, her şeyi para ile halletmeleri çok sinirimi bozuyor.
kötü
olan şuydu ki; bu akşam yine bir davet var, ' her zamanki gibi ' . daha
da beteri ise buraya gitmek zorundaymışım. hem de neden biliyor
musunuz? bilemezsiniz tabii, o kadar gizli şeyler çevriliyor ki... her
neyse, uzatmadan söyleyeyim. bu davette sosyetenin ' olmazsa olmaz '
isimleri katılacakmış. ve çoğunun çocukları benim yaşlarımdaymış.
kendime ordan uygun birini bulmaya ve dikkat çekmeye çalışacakmışım!
oldu canım, başka?! çay kahve falan??
her neyse.
bu davetten hoşlanmıyordum. taa ki; davete Emir Sarrafoğlu ve ailesinin
de katılacağını öğrenene kadar! düşünebiliyor musunuz, daha dün akşam,
' amaan nolucak?! eski davetlere giydiğim elbiselerden birini giyerim
' diyen ben; bu sabah davetli listesini gördükten sonra bir telaşa
kapıldım.
emir çapkın biri. o yüzden onu biraz
kışkırtıp postalayacağım. eğer gitmezse de peşimden koşacak. en azından o
kadar burnu sürtündüğü için, beni terk ederken daha insaflı olur değil
mi?
neyse. ben çok konuştum. şimdi en yakın
arkadaşlarım nehir ve handeyle alışverişe çıkmam lazım acilen! yoksa
akşam oraya çıplak gelmek zorunda kalabilirim!!
emir__
yine
mi davet?! insanlarla bu kadar içli dışlı olmak hiç hoşuma gitmiyor.
tamam, gece hayatını ve sosyalliği seviyor olabilirim, ama kravat veya
papyonu gevşek bırakamayacağım yerlere gitmekten çok haz aldığım
söylenemez.
artık aşık olabilceğim yerlere
gitmek istiyorum. hayatımın aşkıyla karşılaşmak istiyorum. kankam
korayla, seyyar satıcılar gibi bar bar gezmek değil.
her
zamanki gibi takmıyorum bu daveti de. hem erkekler için iş kolay. bir
takım elbise giydim mi bitti! ama ben yine de davetli listesine bir göz
atmak istedim. kayda değer bir şey yok galiba. bilmem kim bilmem kim
bilmem kim.... önemli değil bunlar geçelimm... oha lan! bu korayın
haftalardır anlata anlata bitiremediği hande değil mi ya? hadi koray
efendi, hayırlısıııı ..... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder