27 Ocak 2012 Cuma

2.BÖLÜM

emir__

~konuklar geleli 1 saat oluyordu. bu sürede sürekli ferihayla kesişip bakışıp durmuştuk. artık tanışmanın vakti geldi diye düşünerek elime iki kadeh şarap aldım ve yanına yürüdüm~

emir: iyi akşamlar ~gülümsedim~
feriha: selam ~o da gülümsedi~
elimi uzatarak: emir
feriha: feriha
emir: görmedim seni daha önce magazinde. kimin davetlisisin?
feriha: doğru, pek sevmem magazini

~sanki tüm paparazziler onun peşinde koşacakmış gibi konuşuyordu~
emir: ~gülümsedim~ sorumun cevabı bu değildi
feriha: haldun ilhanlının kızıyım
emir: haldun amcanın kızı mı vardı?
feriha: ~güldü~ o kadar vahim durumda mıyız gerçekten
emir: yoo ne alaka?
feriha: babamın tek derdi tanınmak da...
emir: ~içkimi onun kadehine değdirip bardağımı dudaklarıma yaklaştırdım~ nihayet kendi kafamda birini buldum! niye böyleler ki?!

~ikimiz de içkilerimizden birer yudum aldık. benim aldığım biraz daha büyüktü. ferihaysa içkiden hoşlanmıyor gibiydi. daha küçük bir yudum aldıktan sonra suratını ekşitti ve gözlerini kısıp gülerek bana alttan alttan baktı~

feriha: gecelerin veliahtının böyle düşünüyo olması çok garip emir
emir: ~güldüm~ ben sadece gece hayatını seviyorum, tanınmış olmayı değil

~feriha gülümseyerek yanına gelen babasına baktı~

haldun: prensesim
feriha: baba
haldun: bakıyorum bulmuşsun kendine birini. bi de gelmek istemiyorum diyodun. aferin aferin emir iyi çocuktur

~haldun amca'nın kırdığı bu potlar yüzünden her an gülebilirdim bu yüzden parmaklarımla ağzımı kapamaya çalıştım dudaklarımda gezdirerek~

haldun amca gider gitmez feriha bana dönerek: kusura bakma ya babam işte
emir: ~güldüm~ önemli değil. haldun amcayı iyi tanıyorum dalga geçmek için yaptığını biliyorum
feriha: babamı nerden tanıyosun?
emir: babamın çok yakın arkadaşı
feriha: anladım
emir: ee feriha hangi okula gidiyosun
feriha: daha başlamadım. iki gün sonra başlıyorum
gülerek: sorduğum sorunun cevabını yine vermedim
feriha: kusura bakma ya dalganım biraz. beykent üni. işletme
istemsiz bi şekilde heyecanlandım: ciddi misin?! aa ben de ordayım
feriha: aa kaçıncı sınıf?
emir: işletme iki
feriha: e iyi görüşürüz o zaman
emir: evet. senin arkadaşların vardı yanında. hande mi adı?

feriha__

bana handeyi sormuştu. yoksa ondan hoşlanıyordu da beni ona yakınlaşmak için kullanıyor muydu? 

feriha: evet. nereye gitti ki? şimdi burdaydı
gülerek bana geldiği masayı gösterdi: korayın yanında
feriha: bulmuş birini o da
emir: yalnız öyle şimdilik bi hevesse söyle koraydan vazgeçsin
feriha: neden?
emir: koray 1-2 haftadır bana handeden bahsediyo
feriha: yapma ya? nerde tanışmışlar ki?
emir: bizim barın açılışı vardı hills. orda tanışmışlar konuşmuşlar falan
feriha: ben gitmedim açılışa. nasıl oldu içine sindi mi? sen ilgileniyomuşsun barla
emir: koray ve ben ilgileniyoruz genelde. tek başıma zor oluyo. beğendim güzel oldu. ne fazla şık ne fazla sade
feriha: iyii gelirim bi ara görmeye
emir: bekleriz her zaman

hande~koray

hande: haldun amca iyi ilgilenmiş bu geceyle
koray: evet çok güzel olmuş hakkaten senin okul ne zaman başlıyo? bizim okuldasın dimi? kesin yani
hande: evet 2 gün sonra pzts açılıyo
koray: az kalmış
hande: evet. ben bi malyaj tazeleyip geliyorum
koray: hıhı. aa hande?
hande: efendim
koray: ya ben biraz dışarı çıkıcam çok gürültülü oldu burası. gelmek istersen ordayım yani
hande: tamam sen git ben de gelicem sonra

~

~feriha çok eğleniyordu. bütün gece emirle sohbet etmişlerdi. oldukça yakın arkadaş olmuşlardı artık. ama etrafta çok gürültü olduğu için, feriha bahçeye çıkmak istemişti~ 

 bahçe

feriha: arka tarafa gidelim mi? bi sürü muhabir var şimdi içerde. yalan yanlış dedikodular çıkarıcaklar uğraşmiyalım
emir arkaya doğru ilerleyerek: olur
emir: oha!
feriha: noldu?
emir: şuraya baksana
feriha: bu kadar hızlı olunur mu ya?

~emirle feriha ateşli bi şekilde öpüşen koray ve handeye bakıyorlardı~

emir: bilmem... eğer doğru kişiyse...
feriha: yine de. korayı daha doğru dürüst tanımıyo bile
emir ferihaya yaklaştı. aralarında bir nefeslik mesafe vardı: ama sen beni tanıyosun dimi?
feriha: emirr...
emir: belki de hızlı olmak en iyisidir
feriha: emir içkilisin saçmalıyosun
emir: içkili falan değilim ben
feriha: emir deli gibi içiyodun demin gördü herk-
emir: feriha ben... ben sana aşık oldum

~feriha başını eğip emirin ellerine baktı. bu koca eller kendi ellerine doğru ilerliyordu. ve nihayet tutmuştu emir ferihanın ellerini. feriha ellerini biraz gevşetip parmaklarını emirinkilere denk getirdi. bir daha ayrılmamak üzere birleşmiş kalpleri gibi ellerini de birleştirdiler. feriha başını kaldırdı, emire baktı ve aşkla dudaklarına uzandı. emirin ensesine ellerini koyarak dudaklarını emirinkilere değdirdi. emir de karşılık verdi~

emir__

ilk kez bi kadınla öpüşürken böyle şeyler hissediyordum. sıradan bir kadın değildi feriha. çünkü ben sıradan bir kadını öperken onu kendi evime mi yoksa otele mi götüreceğimi düşünürdüm. ama ferihayı düşünürken ne bacakları vardı aklımda ne de dudakları. sadece o yemyeşil gözleri...

2.bölüm sonu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder